İsmet Doğan: “Çağdaş Sanatta Araçsallaşma”

© İsmet Doğan

© İsmet Doğan

Avcı Architects’de yaratıcı üretimin farklı yönlerini ilgilendiren konular üzerine düşünmekten zevk alan dostlarımızla düzenli olarak bir araya gelmeyi hedeflediğimiz Diyalog Akşamları’nın ilkini İsmet Doğan ile gerçekleştireceğiz.

Bu diyaloglar biçimler ve teknikler ötesi bir anlayışı ve özlemini çektiğimiz tartışma ortamını oluşturmayı hedefliyor. Bu tartışma ortamı düşüncelerini seslendiren ve karşılaşmalardan ilham bulmayı arzulayan küçük bir grup içerisinde davet ile gerçekleşecek. Diyaloglar aynı zamanda üç aylık periyodlar boyunca ofisimizde ağarladığımız ve sergilediğimiz işler veya araştırdığımız konular üzerine bir muhakeme niteliği taşıyacaklar.

Bu ilk diyalog İsmet Doğan’ın “iş”leri etrafında şekillenecek ve sanatcı “Çağdaş Sanatta Araçsallaşma” konusunu tartışmaya açacak.

 

İSMET DOĞAN

” Benim sanat olarak yapmaya çalıştığım müdahaleler, bir çeşit modifiye etmek, işaretlemektir. Yöntem olarak; imgeler düzeninde yer değiştirmeler, yerinden etmeler gibi. “

İsmet Doğan

1957 Adıyaman’da doğdu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden 1983 yılında mezun oldu. 1987’de Fransız Hükümeti bursuyla Paris’e giderek 2 yıl kaldı. İsmet Doğan 80’li yıllarda yapıtlarını, Dadaizm’in, kolaj’,’ready made’, montaj ve grafiti tekniklerini, tarih, kültür, gelenek kavramlarını birleştirerek sorusallaşırdı. Bir düşünür olarak Türkiye tarihinde, özellikle batılılaşma- modernleşme projesinin dayattığı, temellük ettiği şiddetin ve travmanın boyutlarına odaklandı. İsmet Doğan, sanatında Latin harflerini sunarak 20. yüzyıl başlarında Türkiye’de dil reformunun toplumsal mühendisliğin politik bir aracı olarak kullanıldığını açığa vurur. Bu politik araçsallaştırmaysa daha sonra toplumun kendi kültürüne karşı yabancılaşmasına yol açmıştır. Bunun içindeyse travmaya yol açan şiddetli bir politik eylem görmektedir. Doğan’ın modernleşme sorunsalını, tuvali üzerinde kelimeler (Logos, Ba^Ba gibi) veya rastgele dağıtılmış harfler ve aynalar ile kurguları ve bugüne kadarki çalışmalarının ayrılmaz bir parçası olarak devam eder.

Doğan, 1990’larda Fransız Hükümeti bursunu aldıktan sonra Paris’te kalmak istemez ve anavatanı Türkiye’ye dönerek İstanbul’a yerleşir.
2000’lerdeyse yapıtlarına bir başka eleştirel boyut katarak özellikle sömürgecilik konusu üzerine gider ve sanat tarihine referanslarla sinematografik materyal değişimleri yönünden bir stratejiyle konuya yaklaşır. Doğan film karelerine kendi imgesini yerleştirmek suretiyle bu sahnelerde küçük değişiklikler yapar ve film karakterleriyle bir özdeşlik – kimlik kurma süreci ile aynı zamanda Batı görsel kültürünün temellük ettiği temsili sistemler üzerine eleştirel bir yorum getirir.
Aynı dönemde aynalar Doğan için bir çalışma materyali olarak temel rollerden biri haline gelir. Yarı mat veya saydam aynalar ile iç ve dış bükey aynalar içinde seyirci akseder, çoğalır ve kendi bedeniyle bir yabancı olarak karşılaşır. Dahası bir başka şey olarak, sanat yapıtının bir parçası olarak işlev görür.
Son dönem çalışmaları (fotoğraf, resim, kolaj, heykel, video, film ve enstalasyon medyumları ile) melez (hibrid) bir teknik ve anlatı inşa eder.
İsmet Doğan yaşamını ve çalışmalarını İstanbul’da sürdürmektedir.

 

Recent Posts

Leave a Comment