LEED SERTİFİKASI

LEED sertifikası sistemindeki değerlendirme başlıklarını mimari üretimde sadece sistematik bir yaklaşım ve güncel bir veri olarak ele alan Avcı Architects, sürdürülübilir mimari’yi hedef alan somut bir çerçeve çizmekten kaçınarak, tüm bunların LEED sertifikası için tanımlanabilir ya da sıralanabilir stratejik bir reçeteyi kapsamadığını savunuyor.

LEED SERTİFİKASI NEDİR?

LEED sertifikası (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik), Amerikan Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından oluşturulmuş ve geliştirilmiş dünyada ve Türkiyede’de geçerliliği kabul edilen ve tüm yapı türleri için geçerli olan yeşil bina sertifikasyon sistemidir.  Günümüzde tüm dünyada en güvenilir ve geçerli olarak kabul edilen insan, doğa ve çevreye duyarlı yapılar tasarlamayı öncelik kabul eden LEED sertifikasyon sistemi, içinde bulunduğumuz çevrenin daha sağlıklı ve yaşanabilir olmasını amaçlar. Yeşil binaların derecelendirmesinde yapıların ölçülebilir oranda belirli kriterlere göre değerlendirildiği LEED sertifikası, sürdürülebilir araziler, su verimliliği, enerji ve atmosfer, malzeme ve kaynaklar, yerleşim ve ulaşım, iç mekan kalitesi, inovasyon ve bölgesel öncelik kredileri gibi bütünleştirici süreci kapsayan tasarım ölçütlerini esas alır. LEED sertifikası, yukarıda belirtilen tüm kriterlerin yapılardaki uygulanabilirliğine göre 4 sertifika seviyesinden sadece biri ile ödüllendirilir; Sertifikalı, Gümüş, Altın ve Platin. Yeşil bina’ların verimliliğini ve performansını bir çok başlık altında değerlendiren LEED sertifikası sistemi, ön koşul olarak sürdürülebilir araziler kriterinde inşaat kirliliğinin önlenmesi, su verimliliği kriterinde su tüketiminin azaltılması, enerji verimliliği ve atmosferde minimum enerji performansı ve temel akışkan yöntemi, malzeme ve kaynaklar kriterinde geri dönüştürülebilen malzemelerin toplanması, iç mekan kalitesinde ise iç hava kalitesi performansı ve tütün dumanı kontrolü’nü değerlendiriyor.

TASARIM DÜŞÜNCESİ

Avcı Architects sürdürülebilirlik’i küresel bir tehlike ve günümüzde temel yapı üretiminin her evresinde kaçınılmaz bir düşünce pratiği olarak görüyor. Sürdürülebilirlik ve eko-tasarım kriterlerini tasarımın her aşamasında kavramsal analizlerden başlayarak uygulama sürecine kadar programlanabilir ve entegre bir süreç olarak ele alan Avcı Architects, sürdürülebilir yapılarını LEED sertifikasını esas alarak tasarlamıyor; LEED sertifika sistemi, sadece ofisin sürdürülebilir düşünce biçimine şekil veren ve kendi metodlarını her defasında yeniden sorgulayan sistemin doğal bir parçası haline geliyor. Avcı Architects doğa için üretmenin ve her koşulda doğanın bir parçası haline gelecek olan binaların, insan ve çevreye olan katkısını esas alarak LEED sertifikası gibi değerlendirme kriterlerini sadece yönetimsel bir araç olarak kullanıyor. Tasarım sürecinin bütününe doğası gereği işleyen Avcı Architects’in sürdürürülebilirlik düşünce prensipleri, projenin ilk eskiz açamasından başlayarak bünyesindeki mimarlar, uzmanlar ve sürdürülebilir danışmanlarla ilk olarak ofis içindeki tasarım analizleri ve verilerle başlıyor.

METODOLOJİ

LEED sertifikası sistemindeki değerlendirme başlıklarını mimari üretimde sadece sistematik bir yaklaşım ve güncel bir veri olarak ele alan Avcı Architects, sürdürülübilir mimari’yi hedef alan somut bir çerçeve çizmekten kaçınarak, tüm bunların LEED sertifikası için tanımlanabilir ya da sıralanabilir stratejik bir reçeteyi kapsamadığını savunuyor. Avcı Architects, problemin özüne inerek her koşulda zaten doğanın verilerini ve yerellik kavramını sorgulamanın en doğal tasarım parametrelerinden biri olması gerektiğini düşünüyor. Bu anlamda, ofisin her tasarım süreci için ilke edindiği tavır, doğal kaynakların verimli ve etkili biçimde kullanılması, malzemelerde geri dönüşüm, atıkların azaltılması ve bunların insan ve doğa üzerindeki etkisini test eden değişmez ve en temel metod olarak kendini gösteriyor.

AVCIFEED: LEED SERTİFİKASI