Davetli bir yarışma sonucunda tasarlanan Türkiye Müteahhitler Birliği Genel Merkez Binası, içerdiği sürdürülebilir entegre tasarım anlayışıyla çevresel tasarım yaklaşımları üzerine büyük ölçüde vurgu yapmaktadır. Projenin başlangıcından sonuna kadar Londra merkezli Atelier Ten’in yanısıra, uluslararası, yerel ve farklı disiplinlerden çok sayıda çevre mühendisleri projeye dahil olmuştur. Bunun sonucunda, farklı entegre gruplarla tamamlanan yapı LEED Platinum Sertifikasını almış ve çevresel tasarımın öncü örneklerinden biri kabul edilerek, Türkiye’deki tasarımcılar ve iş veren arasındaki diyaloğu sadece Ankara için değil tüm Türkiye’de en yüksek seviyeye taşıdığı görülmüştür.

1. Dış ortamdaki sıcak hava bacalardan labirente giriyor.
2. Sıcak hava labirentte yol katettikçe doğal olarak soğuyor.
3. Sıcaklığını yitiren hava klima santrallerine ulaşıyor, koşullara göre gerekiyorsa daha da soğutuluyor.
4. Betonarme döşemeler içine gömülü kanallardan geçen hava beton kütleyi de soğutarak soğuk kirişlere ulaşıyor.
5. Soğuk kiriş ortamdaki ihtiyaca bağlı olarak havayı daha da soğutarak iç ortama bırakıyor.
6. Makineler ve insanların etkisiyle ısınan hava, havalandırma kanallarında toplanarak ısı geri kazanım ünitelerine taşınıyor.
7. Binanın kalbinde yer alan atrium da baca etkisiyle tüm ısınan havayı en üst kotta toplayarak yine kanallar aracılığıyla ısı geri kazanım antrallerine taşıyor.
8. Binanın dış kabuğunu oluşturan mesh ve gölgeleme elemanları sayesinde ısı kazanımı minimize ediliyor.
9. Çatıda ayrıca sıcak su boruları ve fotovoltaik paneller yer alıyor.