360 Derece Sürdürülebilirlik: Binalarda Malzeme Seçimleri

Mimar Selçuk Avcı: “Sürdürülebilir bir mimaride yerellik ciddi bir meseledir, sürdürülebilirliğin bir diğer ölçütü de kullandığınız malzemenin belirli hassasiyetlerle üretilebiliyor olması”

Tasarımlarında sürdürülebilirlik ilkelerini esas alarak Türkiye’nin ve dünyanın birçok yerinde ödüllü projelere imza atan Avcı Architects, proje üretim süreçlerinde sürdürülebilirlik kavramının temelinde yatan en önemli kriterlerden birinin yerellik ve yere özgün doğal melzeme kullanımı olduğunun altını çiziyor.

Avcı Architects, sürdürülebilirlik kavramını projelerinde etik, ekolojik ve ekonomik  (3E prensibi) açıdan ele alarak yapının salt formunun, malzemenin ve teknolojinin yeni davranış biçimlerini ‘’holistic’’ (bütüncül) bir yaklaşımla ve çok katmanlı süreçlerle irdeleyerek ortaya koyuyor. Bu anlamda Avcı Architects, Türkiye’de sadece ‘’trend’’ ya da proje üretimlerinde kendi ‘’araçsal’’ kimliği ile varlığını devam ettiren sürdürülebilirlik kavramını en büyük ölçekten başlayarak en küçük ölçeğe kadar inen analiz ve üretim süreçleriyle doğruluyor. Sürdürülebilir bir mimaride malzeme analizi, yere özgün doğal malzemelerin kullanımı ve malzeme üretim süreçlerinin önemine de dikkat çeken Avcı Architects’in kurucusu ve ÇEDBİK Yönetim Kurulu eski Başkan Yardımcısı Mimar Selçuk Avcı, projelerdeki ‘’yerellik’’ ve doğal malzeme kullanımının estetik ve fiziki açıdan önemli bir mesele olduğunu şu sözlerle vurguluyor:

Malzeme muhteşem birşey ve doğal malzemelerin çeşitliliği beni daha çok heyecanlandırıyor, ama doğal derken malzemenin hakikaten doğal olmasını isterim; ‘görünümlü’ olarak üretilen malzemeler olmaz, ‘görünümlü’ kelimesinde bir problem var

 

Avciarchitects_TMB_08
Türkiye Müteahitler Birliği Binası, imaj: Avcı Architects

 

Avcı Architects tarafından tasarlanan Ankarada’ki Türkiye Müteahitler Birliği (TMB) binası, projede kullanılan yerel malzemeler ve yapı için özel tasarlanan sistemlerle projenin geniş odaklı ve disiplinlerarası bir mimariye evrildiğinin teşvik edici bir örneği olarak kabul ediliyor. Türkiye Müteahhitler Birliği Binası, proje üretim sürecinde gerekli etüt ve AR-GE çalışmalarının yapılarak, inşaat ve malzeme sektörünün gelişimine katkıda bulunan ve aynı zamanda yerel malzeme kullanımını da teşvik eden ‘entegre tasarım’ ürünü olarak dikkat çekiyor.

İngiltere’nin en prestijli mimarlık ödüllerinden biri olan Building Awards 2014’te “Yılın En İyi Uluslararası Projesi” ödülüne ve LEED Platinum sertifikasına sahip Türkiye Müteahhitler Birliği Binası, LEED Platinum sertifikası kriterlerinden biri olan ‘’Materials and Resources’’ (Malzemeler ve Kaynaklar) kategorisinde, geri dönüşümlü ve doğal malzemelerin kullanımının malzemenin sürdürülebilirliğinin tasdiki açısından büyük önem taşıyor. Sürdürülebilir çevre ve yapı bileşenlerinin değerlendirildiği yeşil sertifikasyon sistemlerini içeren BREEAM (Building Research Environmental Assesment Method), LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) DGNB (German Sustainable Building Council), CASBEE (Comprehensive Assessment System for Built Environment Efficiency) ve Green Star, yapılardaki sürdürülebilirlik kriterlerini malzeme, yeni teknolojiler, enerji, ekoloji, su ve arazi kullanımı, kirlilik, atıklar, inovasyon ve çevresel  etkiler gibi farklı kategorilerde değerlendiriyor.

Diğer sertifikasyon sistemlerinden farklı olarak ele alınan LCA (Life Cycle Assessment) sertifikasında, binanın tüm yaşam ömrünün ele alındığı analiz yönteminde yapılarda kullanılan doğal malzemeler,  geri dönüşümlü malzemeler, kendilerini çabuk yenileyen malzemeler ve yapılarda atıkları minimum olacak yapı malzemeleri ile bu anlamda sürdürülebilir malzeme kullanımının teşvik edici bir kriteri olarak tanımlanıyor. LCA sertifikasyon sistemi için önemli olan  ‘’cradle to cradle’’ (C2C) ilkeleri yenilikçi bir çevre için yapılardaki malzemelerin biyosferde sürekli olan akışını ve ömrünü hedefliyor. Cradle to Cradle’ın ilk temel ilkesi olan ‘’atık eşittir gıda’’ açılımına göre, ‘’atık’’ anlamına gelen her ürün yeni bir ‘’besin’’ olarak hizmet etmeli ya da herşey başka bir şey için yeni bir kaynak haline gelmelidir. Bu bağlamda, doğal malzemelerin kullanımı da ‘’doğru zamanda doğru yerde doğru malzeme’’ ilkesiyle desteklenir. Bu değerlendirme kriterlerine göre, her yapı için kullanılan ürün veya malzemelerin etkileşimlerine göre değerlendirme yapan LCA sertifikasyon sistemi, ürünün kullanıcı ve çevresi , ürün ve ürünün içerdiği malzemelere dayanarak kullanıcı ve üzerindeki etkilerini ve toprağın gübrelenmesi gibi kullanımdan sonraki süreçleri de kapsar. Cradle to Cradle’ın ikinci temel ilkesi olan ‘’güneşi kazanç olarak kullan’’ ise tamamen yenilenebilir enerji kullanımını hedeflemektedir. Rüzgar türbinleri, güneş panelleri, biyo-güç, kinetik ve sığ jeotermal enerji sistemleri ise güneş enerjisinden üretilen yenilenebilir enerji kaynaklarına örnek olarak gösterilebilir.

Bu anlamda, LCA Life Cycle Assessment (Yaşam Döngüsü Analizi) sertifikasyon sisteminin yapılarda kullanılan tüm bileşenlere yönelik bir ürün geliştirme süreci olarak ele alındığında , binalarda kullanılan tüm yapı malzemelerini hammadde üretiminden başlayarak, yapının inşası ve kullanım ömrü boyunca çevreye olan etkileri ve kullanım ömrünü tamamlayıp yapının yıkımına kadar geçen zamanda çevresel etkilerinin analiz edildiği ve incelendiği bir yöntem olarak sunulduğu görülebilir. LCA analizlerinde binanın tüm yapı bileşenlerinin çevresel performansları karşılaştırılıp binanın karbon, enerji ve su ayak izi başta olmak üzere asidifikasyon ve karasal ekotoksisite gibi değişimler inceleniyor. Bu bağlamda, karbon ayak izi miktarının belirlenmesi ve azaltılması, enerji verimliliğinin arttırılması ve karbon emisyonlarının yeşil enerji kullanımıyla azaltılmasında ‘’recycled’’ ve ‘’reuse’’ malzemelerin önemine vurgu yapan Mimar Selçuk Avcı, malzemelerin üretim tesisleriyle hammadde kaynaklarına olan yakınlığın ve atık haline gelen malzemelerin farklı amaçlarla kullanılabilmesi, iyileştirilebilmesi gibi unsurların malzemelerin yaşam döngüsüne yönelik çevresel etkilerini ciddi oranda azaltabileceğinin altını çiziyor. Selçuk Avcı, TMB binasında kullandıkları malzemeleri Ankara odaklı malzeme üreticilerinden temin ettiklerini  ve TMB yapısında özel olarak kullanılan LCA sertifikalı malzemelerin yapının enerji verimliliğini arttırmaya yönelik yaklaşımda kritik bir öneme sahip olduğunu vurguluyor.

 

TMB HQ dis-gorunum-tmb-genel-merkezi
Türkiye Müteahitler Birliği Binası, imaj: Avcı Architects

 

TMB Binası, ülkemizde ve bölgemizde sürdürülebilir inşaat, sürdürülebilir çevre için çabalayanlara yol gösterecek iyi bir örnek, bir işaret ışığıdır. Sürdürülebilirliğe giden yolda insani ve ekolojik sağlık yalnızca ilk adımdır. TMB’nin yeni genel merkez binası, tüm bu kavramlarla ilgili farkındalık yaratmak, teşvik etmek gibi bir öncü rol üstlenmiştir.

Türkiyenin enerji konusunda dışa bağımlı bir ülke olması, enerji fiyatlarının artışı ve iklim değişiklikleri nedeniyle Türkiyedeki enerji politikalarının ekonomik, sürdürülebilir ve kalıcı yöntemlerle önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizen Selçuk Avcı,  yerli ve yenilenebilir kaynaklarıyla enerji üretiminin ve enerji vermliliğinin doğal bir sonuç olarak attrırılması gerektiğini savunuyor. LCA gibi sertifikaların malzemenin çevresel etkilerini, doğasını, davranış biçimlerini ve enerji performanslarını ölçmede önemli bir kriter olduğunu vurguluyor.

Recommended Posts

Leave a Comment