SUMMA Yeni Merkez Binasına Taşındı
SUMMA İnşaat, Mayıs ayı başında, Avcı Architects tarafından tasarlanan yeni merkez binasına taşındı.
SUMMA Merkez Binası Projesi, Seyrantepe’de oldukça önemli bir konumdaki bir mevcut yapının yenilenme projesidir. Yönetimsel kısıtlamaların yıkımına izin vermediği ve neredeyse kaba inşaat aşamasında kalan yapı, sektörün güçlü müteahhitlik firmalarından SUMMA tarafından bir genel merkez binasına dönüştürüldü.
Çatı katı ve altında bulunan iki kat ofisin yönetim katları olarak düzenlenmiştir. Mevcut yapıda herhangi bir değişiklik yapılamadığından ve mevcut yapıda herhangi bir zemin altı kat bulunmadığından otopark giriş ve birinci katta konumlandırılmıştır. 2. ve 3. katlar sanat galerisi ve restoran gibi kamusal işlevler ile işlevlendirilmiştir. Giriş, lobi, sanat galerisi ve restoran gibi herkesin kullanımına açık olan mekanlar ofis sirkülasyonundan ayrılarak kendine ait bir atriumla birbirlerine bağlanmıştır. Geriye kalan ara katlar ise kiralanablir ofisler olarak tasarlanmıştır.
Büyükdere – Maslak aksı ilk olarak 1950’lerde büyük ilaç kuruluşlarının bölgeye yerleşmesiyle kentin gelişme alanı olarak meşruluğunu kazanmaya başladı. Her gelişim senaryosunda olduğu gibi burada da ilk önce ulaşım altyapıları bölgeye bağlantı ve akışı sağlayarak bölge daha rahat yerleşilebilir ve tercih edilebilir bir konuma getirildi. Son büyük hamle ise 1980’lerde gelişen ekonomik altyapı ve büyümenin mekânsal ihtiyaçlarına karşılık verebilmek üzere yüksek katlı ve yoğun kullanımlı bir tipolojinin Dalan kararıyla bölgeye entegre edilmesiyle gerçekleşti.
Büyük finans kuruluşlarının yerleşimiyle başlayan bu büyük hamlenin ardından günümüze gelindiğinde Büyükdere Maslak aksı yoğunluğunu ve işlevini Oto Sanayi ve Seyrantepe bölgesi yönünde genişletmek durumunda kaldı. Büyük bir iş merkezi ve yerel-küresel firmaların prestij mekanlarını üzerinde barındıran hat, yeni ve eski yapıların tezatlığı ve karşılaşmalarını da ortaya çıkardı. Büyükdere –Maslak aksı ilk yapılaşmaya başladığında bu kapasitede bir büyüme öngörülmediğinden bugün gelişme alanı ve çeper olarak algılanan yerleşimler o zamanın periferisi olarak inşa edilmişti. 80 sonrası hızlı büyüme “yeni”yi kısa sürede “periferi” ile karşı karşıya getirdi.
Bu bağlamda genişleme bölgesinde bulunan bazı mevcut yapılar imar kanunlarının kısıtlamalarından ötürü “yeni” bir yapı yapılmasına izin vermeyen, fakat talebin oldukça yoğun olduğu bu prestijli aksta olmanın verdiği önemle değerini katlayan ironik bir konuma yerleşti.